-
1 açık liman
Freihafen m -
2 açık
açık1 <- ğı> adj Tür usw offen (a Meer); Geschäft, Museum geöffnet; Platz, Stelle frei; Schritt weit; Farbe hell; Film usw frei, schamlos; Tee leicht;açık açık in aller Offenheit, freimütig;açık ağızlı deppenhaft;açık arttırma Auktion f;açık çek Blankoscheck m;açık eksiltme (öffentliche) Ausschreibung f;açık fikirli vorurteilsfrei, aufgeschlossen;açık fikirlilik Aufgeschlossenheit f;açık hava Freilicht…;açık havada im Freien;açık liman Freihafen m;açık mektup offene(r) Brief;açık seçik deutlich;açık olmak offen sein (-e für etwas); offen stehen (-e jemandem);açık söylemek offen aussprechenaçık2 <- ğı> subst (das) Freie; freie Stelle f, Vakanz f; ÖKON Defizit n, Fehlbetrag m; Lücke f, Ausfall m;açık vermek ÖKON in den roten Zahlen stehen; sich ertappen lassen;açığa çıkmak an den Tag kommen;açığa vurmak offenkundig werden; (-i) bekunden (A);bütçe açığı Haushaltsdefizit n;şehrin açığından an der Stadt vorbei;… açıklarında vor … (im Meer);açıkta im Freien;-i açıkta bırakmak jemanden ohne Arbeit oder ohne Unterkommen lassen;açıkta kalmak oder olmak keine Arbeit oder kein Unterkommen haben; nicht berücksichtigt werden; → açıktan -
3 liman
liman Hafen m;liman idaresi Hafenamt n;liman işçisi Hafenarbeiter m;liman masrafları Hafengebühren f/pl;liman reisi Hafenmeister m;limana girmek in den Hafen einlaufen
См. также в других словарях:
açık liman — is., den. 1) Gemilerin idari açıdan kolayca girip çıktıkları liman 2) coğ. Hava şartlarından kolayca etkilenen liman … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
liman — is., den., Rum. Gemilerin barınmalarına, yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine yarayan doğal veya yapay sığınak On beş gün sonra, geldiği gibi büyük törenle limanımızdan ayrıldı. H. Taner Birleşik Sözler liman cüzdanı liman reisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık yol — is., den. Liman giriş ve çıkışlarında teknelerin kullanabilecekleri, sancak ve iskele şamandıralarıyla işaretlenmiş serbest yol veya kanal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Völkermord an den Armeniern — Foto eines anonymen deutschen Reisenden: Armenier werden im April 1915 von osmanischen Soldaten aus Karphert (türkisch: Harput) in ein Gefangenenlager im nahen Mezireh (türkisch: Elazığ) geführt.[1] Der Völkermord an den Armeniern geschah während … Deutsch Wikipedia
serbest bölge — is., ekon. Bir ülkenin gümrük sınırları dışında konuşlandırılan ve ticaret rejimi açısından kısmen veya tamamen gümrük mevzuatı dışındaki düzenlemelere tabi olan, uluslararası liman veya havaalanına yakın yerlerde kurulan bölge, açık bölge,… … Çağatay Osmanlı Sözlük